4 Şubat DÜNYA KANSER GÜNÜ ile ilgili Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Prof. Dr. Servet Bilir Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Üstün’ün açıklaması; Günümüzde kanser hastalığında artış olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Bu artıştan çoğunlukla çevresel veya kişilerin yaşam tarzları sorumlu tutulsa da asıl sebep insanların ömürlerinin uzamasıdır. Yetmiş yaşına kadar yaşayan bir kişinin ömrü boyunca kansere yakalanma riski %50, kansere bağlı ölüm riski ise %20’dir. Dünyada 2012 yılı itibariyle kanser insanların ölüm sebebi olarak kalp hastalıklarını geride bırakarak 1. sıraya yükselmiştir.
Bugün için erkeklerde en sık görülen ve en çok öldüren akciğer kanseri iken kadınlarda en sık görülen meme kanseri ve en çok öldüren ise akciğer kanseridir. Kalın barsak, mide, pankreas, yumurtalık ve baş boyun tümörleri diğer sık görülen kanserler arasındadır.
Kanserin bugün için en önemli tedavisi aslında hastalık olmadan önlenmesidir. Türkiye’de meme, prostat ve rahim ağzı kanser tarama programları yürütülmektedir. Hastalığın erken evrelerinde en etkili tedavi ameliyat olup hastalığın tekrarlama riskini azaltmak için kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilir. İleri evrelerde hastayı rahatlamaya yönelik ameliyat yapılabilir ve hastanın kalan ömrünü daha rahat geçirebilmesi ve ömrünün uzaması için kemoterapi ve radyoterapi verilebilir.
Her hastalığın kemoterapiye yanıtı farklılık göstermektedir. Bu nedenle bazılarında kemoterapiye devam konusunda ısrarlı davranılırken, bazılarında bu konuda fazla ısrarlı olunmaz. Hastalarda kemoterapi verilirken ve sonrasında çeşitli yan etkiler gelişmesi muhtemeldir. Bu nedenle önemli olan hastalara kemoterapi verebilmek değil, kemoterapi yan etkilerini yönetebilmektir.
Kemoterapinin en sık görülen yan etkileri bulantı-kusma, iştah kaybı, kabızlık, ishal, halsizlik ve isteksizliktir. Bunların dışında ilaçlara özgü yan etkilerden kansızlık, beyaz küre sayısında azalma, enfeksiyon, ellerde-ayaklarda uyuşma, ağızda yara, işitmede azalma sayılabilir. Bu yan etkilerin çoğu önlenebilmektedir. Bazı hastaların yan etkinin varlığıyla tedavinin etkili olması gibi yanlış bilgileri bulunmaktadır. Yan etkinin olması durumunda doktorun bilgilendirilmesi ve buna yönelik uygun tedavinin alınması uygun olacaktır.
Tedavi için kullanılan kemoterapi ilaçları, dozları ve uygulama şekilleri hastalığa ve evresine göre değişiklik göstermektedir. Kemoterapi ilaçlarının çoğu damar yoluyla verilmektedir. Ancak bazı durumlarda ağızdan alınan kemoterapi ilaçları vardır ve bunlar bazı hastalar tarafından doktorun kendisini oyalamak için verdiğini düşünmektedir. Bu kesinlikle doğru değildir ve bu ilaçlar bazen damardan verilen ilaçlardan bile etkili olabilmektedir.
Kanser tanı, tedavi ve izlemi bir ekip işidir. Bu ekipte radyoloji, nükleer tıp, genetik, patoloji, cerrahi, tıbbi onkoloji ve radyasyon onkolojisi bölümlerinden doktorlar bulunmaktadır. Tıbbi Onkoloji Bölümü’nde 2 öğretim üyesi, 1 yan dal asistanı ve dönüşümlü olmak üzere 3 Dâhiliye asistanı çalışmaktadır. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’nde kanser hastaları sadece bir doktor tarafından değil birden fazla bölümden ve doktordan oluşan bir sistem içerisinde takip edilmektedir. Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi bölümlerinin kendilerine ait yatakları vardır.
Hastanemiz ’de kemoterapi alan hastaların çoğu ayaktan kemoterapi almaktadır ve bunun ayaktan kemoterapi ünitesi kullanılmaktadır.
Kanser tedavisi kadar gerektiğinde hastaya destek tedavisini vermek ve hastadan esirgememek de önemlidir.
http://hastane.ogu.edu.tr/SaglikKosesi.aspx?ID=21